Dubai Gezi Notları-1

Ünlü Burj El Arab

Eşim, işi sebebiyle sıklıkla yurtdışına seyahate gidiyor. Ben de arada sırada ona eşlik ederek daha önce görmediğim yerleri ziyaret etme fırsatı buluyorum. :) Dubai’ye ilk kez geçtiğimiz yıl Nisan ayında yine eşimin işi sebebiyle gitmiştik. Zavallı kocacığım o sıcakta tüm gün toplantı yaparken, ben de bol bol alışveriş ve havuz keyfi yapmıştım. :)
Eşim, bu yıl da Mayıs ayında 1 haftalık bir Dubai seyahati olduğunu ve dilersem ona eşlik edebileceğimi söyleyince, erken bir yaz tatiline hayır diyemedim doğrusu. Bu Dubai’ye ikinci kez gidişim olacağı için geçtiğimiz seferkinden biraz daha farklı şeyler denemeyi planlıyoruz. Bir öncekinde yapamadığımız çöl safarisi ve gidemediğimiz Atlantis Resort Hotel’deki su parkı bunlardan birkaçı…
Önceki seyahatimizdeki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Dubai, sanılanın aksine sadece alışverişten ibaret değil bence. Evet Dubai’deki alışveriş merkezleri gerçekten mükemmel ve benim gibi mağaza gezmekten yorulmayan biri için de paha biçilemez… Ancak gece hayatı, plajları, partileri ve dünyaca ünlü restoranlarıyla da tam bir tatil cenneti! 1 haftalık Dubai seyahatimiz gerçekten dolu dolu geçti. Anlatacak çok fazla şey var. Her şeyden önce Dubai’ye seyahat için en uygun aylardan biri kesinlikle Nisan ayı. Bizim geçen yılki seyahatimiz Nisan ayındaydı ve hava sıcaklığı hem gündüzleri hem de geceleri muhteşemdi! Bu yılki tatilimiz Mayıs ayına denk geliyor ve hava sıcaklığının biraz daha yüksek olacağını tahmin ediyorum ama yine de Türkiye’nin Temmuz ve Ağustos ayından daha sıcak olabileceğini tahmin etmiyorum. Neyse… Dubai gezi notlarına gelirsek…
Son yılların yükselen değerlerinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti olan Dubai uzun zamandır merak ettiğim şehirler arasındaydı. Özellikle kış aylarında yazı yaşamak isteyenlerin tercih ettiği Dubai, aynı zamanda alışveriş tutkunlarının da sıklıkla ziyaret ettiği bir şehir.

Marina Walk

Eğer bir tur acentasıyla seyahat etmeyecekseniz mutlaka Birleşik Arap Emirlikleri’nin kendi hava yolu şirketi olan Emirates’i tercih etmenizi tavsiye ederim. Emirates ile uçtuğunuz takdirde hava yolunun güvencesi altında oluyorsunuz ve vizenizi de onlar sizin için ücretsiz olarak alıyorlar. THY ile uçtuğunuz takdirde ise vize prosedürleri çok zahmetli ve masraflı oluyor.
Yaklaşık dört buçuk saatlik bir uçuştan sonra ulaştığınız Dubai’de sizi ilk olarak Dubai’nin muhteşem büyüklükteki ve lüksteki uluslararası havalimanı karşılıyor. Paranın ve mimarinin sınır tanımadığını burada hissetmeye başlıyorsunuz. Havalimanında bagajlarınızı aldıktan sonra atlamamanız gereken en önemli konu ise Türkiye’den gelirken yanınızda Dolar ya da Euro olarak getirmiş olduğunuz paranın bir kısmını exchange ofiste BAE’nin para birimi olan Dirhem’e çevirmeniz. Taksiler Dirhem dışında herhangi bir para birimini kabul etmiyor! 1 TL yaklaşık olarak 2,36 Dirhem’e denk geliyor. Bu işi de hallettikten sonra doğruca havalimanının taksi durağına yönelebilirsiniz. Dubai’nin en sevdiğim yönlerinden biri de taksilerin inanılmaz ucuz ve temiz oluşu. Taksi şoförleri genellikle Hindistanlı ya da İranlılar fakat İngilizceleri gayet iyi. Gitmek istediğiniz yeri rahatlıkla anlayabiliyorlar. Bizim otelimizin bulunduğu bölge Jumeirah bölgesindeki Media City’de yer alıyordu. Dubai yaklaşık 40 yıllık bir şehir olduğu için her şey fazlasıyla düzenli olarak yapılanmış. Medya kuruluşlarının toplandığı bölge “Media City”, teknoloji kuruluşlarının toplandığı bölge “Internet City”, sağlık kuruluşlarının toplandığı bölge ise “Medical City” olarak geçiyor. Dubai ile ilgili ilk gözlemim; herşeyin inanılmaz derecede görkemli ve yeni oluşu ama en önemlisi ise şehrin yaklaşık %70’lik bir kısmının inşaat halinde oluşu… Fakat inşaatlar kesinlikle görüntü ve ses kirliliği yaratmıyor. Özellikle geceleri bitmiş ve bitmemiş gökdelenleri birbirinden ayırt etmeniz oldukça zor çünkü hepsi çok şık bir şekilde ışıklandırılmış durumda.